Emma, kariyerinde ve kişisel hayatında başarılı bir kadın olarak tanınmaktadır. Ancak 40 yaşına basmasına iki hafta kala, ciddi bir uykusuzluk sorunu yaşamaya başlar. Bu durum, onun zihinsel ve duygusal sağlığını tehdit eder ve Emma, aklını kaybetme korkusuyla yüzleşir. Uykusuzluğun yarattığı bu kriz, Emma'yı derin bir sorgulamaya iter. Kendi geçmişindeki acı verici olayları ve travmaları araştırmaya başlar. Geçmişte yaşadığı ve bilinçaltında gömülü kalan bu olaylar, onun bugünkü sorunlarının anahtarı olabilir. Emma, geçmişiyle yüzleşerek, yaşadığı uykusuzluk ve zihinsel sıkıntının nedenlerini bulmayı umar. Bu süreçte, geçmişinin karanlık ve acı dolu anılarını gün yüzüne çıkarır ve bu anılarla başa çıkmanın yollarını arar. Emma, bu içsel yolculukla birlikte hem geçmişinin yüklerinden kurtulmaya çalışır hem de bugünkü sorunlarına çözüm bulmayı hedefler. Bu süreç, onun için bir nevi içsel bir arınma ve yeniden doğuş anlamına gelir.